bugün

entry'ler (146)

azmak

çok tahrik olmak.

türk kürt evliliği

"hep kardeş olacak değiliz ya yaşasın halkların sevgiliği..."

pkk yı dağdan indirme yolları

(bkz: ares)
(bkz: rapidshare)
(bkz: limewire)

yengeç burcu erkeği

bu çalışma bir röportaj niteliğinde olup, ben değil de bir arkadaşın başına gelmişti ekolünün önemli bir adımı niteliğindedir. iş bu arkadaş yengeç erkeklerinden fazlasıyla muzdariptir. sizi dinliyorum bayan x, gözlere de bant çektik haberiniz yok. kendisi kova burcu.

erkek no: 1

onunla 14 yaşında tanıştık. 4,5 sene boyunca devam etti. ama ne ilişkiydi gel bana sor bir de. en güzel yıllarımı onun için heba ettim. çekilmez, aksi, ketum, gereksiz yere triplere giren, bildiğin yurdum delikanlısı idi kendisi. 4,5 sene devam ettik lakin, toplasan 2 yılında birlikteyizdir. evden dışarı çıkmama izin vermezdi, kendisi de rus kızlarıyla fingirderdi. ben triplere girince de, "bunda umursanacak ne var, kafana takma." derdi. üniversiteye gittiğimde eve çıkmama izin vermezdi ama kendisi de kızların evinden çıkmazdı. kendini çok ezik hissederdi benim sivri kişiliğimi sindirmek için çok uğraştı bir nebze de olsa başarılı oldu. bitirme süreci oldukça acılı oldu. en son bıraktığımda bileklerini kesip, beni tehdit ediyordu. halen beni yolda gördüğünde yolunu değiştiriyor.

erkek no: 2

onunla 18,5 yaşında tanıştık. ona diyecek sözüm yok. çocuk gibi hayalperest, hayatın bütün yükünü sırtlamış gibi görünen ancak bundan bir olgunluk kazanmamış, saçma konularda acayip hırs yapan, iyi niyetli, sevgilisinden -ki o ben oluyorum- para yemeyi seven, bundan hiç gocunmayan, azıcık yüzsüz, biraz gururlu, benim paramla bana çiçek alan, yine de beni çok seven ancak 10 ay tahammül edebildiğim sevimli insan. ayrıldıktan sonra arkadaş kalmaya karar verdiğimiz, ancak akabindeki günlerde antidepresan kullandığı nedeniyle beni tekrar bağlamaya çalıştığı için (sanki işe yarayacakmış gibi, umrumda bile değildi) uzun zamandır adını bile anmak istemiyorum. romantik insandı vesselam.

erkek no: 3

erkek no: 2'nin hemen akabinde gelip onu postalamama neden olan insan. başta nefret etmiştim, sonda yine nefret ettim. ortam şebeği, dikkat çekmeyi sever, kontrolü elinde bulundurmayı tercih eder. zaten diğer türlüsüne izin vermez. olmayan türkçesiyle beni sınamaya kalkmıştı. ben onu bozunca da hırs yapıp batakta beni yenmeye kalktı lakin bunu bile beceremedi. tanıştığımızın ertesi günü beni kahvaltıya çağırdı. zaten ilişkimiz de orada başladı. başlamaz olaydı. dürüst olacağını söylemişti takmadığı boynuz kalmadı. tanıdığım en romantik erkekti. her buluşmamızda bana çiçek alırdı. aniden beni terk eder açıklama bile yapmazdı. "sen ne yaptığını benden iyi biliyorsun." derdi. içer içer paranoya krizlerine girer sabahlara kadar beni sevdiğini söyleyerek ağlardı. hiçbir zaman beni aldatmalarımı yakalayamamış olsa da, bense onu defalarca yakalamış olsam da yine suçlu benim, zeytinyağı olmakta üstüne yoktur. çevremdeki herkes iç yüzünü görmeden onu çok sever, ancak beni soktuğu sinir krizlerini görünce de ondan nefret eder. gördüğüm en tutarsız insan. aşağılık kompleksi bir milyon. ne birlikte olabiliyoruz, ne ayrılabiliyoruz. göründüğü üzere hala onunla birlikte ama onsuzum. allah
benim belamı versin.

not 1: yengeç burçlarıyla 8 senedir haşır neşir olmanın getirdiği bir bilgelik var üstümde. umursamayacaksın, umursasan da göstermeyeceksin, annesi olacaksın ama değilmiş gibi davranacaksın. onun için acı çektiğini göstereceksin ama aslında çekmeyeceksin.

not 2: yengeç burcu olup beşiktaşlı olan ve parfüm olarak fahrenheit kullanan erkek tiplemelerinden uzak durun. şiddetle tavsiye olunur.

ikizler burcu erkeği

ikizler burcu erkeği mağdurlarından seçmeler

birinci mağdure (yengeç): bundan dört yıl önce onu gördüm. çok zeki olmasından ve beni hiç iplememesinden etkilendim. beni tam iki yıl sevgililik ile sevgilisizlik arasında oyaladı. beni sevdiğini anladığı anda benden kaçıyordu. aşırı ilgiden nefret ettiği gibi, ilgisizliğime ise çıldırıyordu. asla kıskanç olduğunu kabul etmezdi. hatta beni sevdiğini de kabul etmezdi ama biliyordum ki beni seviyordu. ben de onun bu ıssız adamlıklarına tahammül ediyordum. bir gitti mi bir ay gelmezdi, döndüğünde hiçbir şey yokmuş gibi davranırdı. ben istediğim müddetçe hayatımda kaldı asla gerçekten gitmedi. en sonunda ben onu terk ettim iki yıl hiç aramadım. hiç beni aramadı bu süre zarfında. döndüğümde ise hiçbir şey yokmuş gibi yeniden başladık. ikimiz de değişmiştik. hiçbir şey yapmama gerek kalmadan bana aşık oldu. hiçbir taktik gereği duymadım. şu an çok mutluyuz. artık hiç kaçmıyor.

ikinci mağdure (yay): onu ilk bir kısa filmde görmüştüm birden içim ısınıverdi. gel zaman git zaman günün birinde tanışıverdik. tabii her şey tanışmakla bitmiyor sözlük okuyucusu. bir de bunun katlanma merasimleri de var. birincisi romantik cümleleri pek kaale almamak lazım. çünkü sonu kara bir bulutun habercisidir. espri yapmayı pek beceremese de sevimli insan. genellikle iki taraftan biri iyi espri yapar diğeri beceremez. hayaller kurmayı sever, fakat tek taraflıdır. karşı taraf köpek sever mi sevmez mi umrunda değildir, gelecekteki kurulacak eve alıverir. parasız yola çıkmaz, borç teklif edene de küçük emrah gururu yapar. ama her şeye rağmen sevilesi insandır. mutluyuz, umutluyuz. çünkü ikimiz de uyuzuz. okuyanı öptüm (yanaktan).

üçüncü mağdure (kova): bundan 6 yıl önce soğuk bir şubat akşamında internette tanıştım onunla. benim ilgisizliğim onu cezbetmiş olsa gerek yaklaşık bir ay boyunca peşimden koştu sırf onu sevdiğimi söyleyeyim diye. onun hayatında ilk sevdiği kız olduğumu söylemişti. gelin görün ki fotoğrafımı gönderdikten sonra hayatımda mutluluklar dileyerek bana yol verdi. tabii ben hırs yaptım bu durumu. yaklaşık 1,5 sene sonra bu görüşme tekrarlandı yine bana aşık olduğunu söyledi. ama sonuçta fotoğrafımı tekrardan gördüğünde beni yine terk etti. 4,5 sene sonra -ki ben onu hala unutmamıştım beni reddeden tek erkekti.- şans eseri yeniden karşılaştık. kim olduğumu söylemeden onunla konuştum. ilişkiden tüm beklentilerimiz, müzik zevkimiz, hayata bakış açımız aynıydı. kısacası bir elmanın iki yarısıydık onunla. akabinde benden 3. kez çok etkilenmişti. fotoğrafımı gördüğünde hem beni beğenmedi hem de tanımadı. tabii ben triplere girdim bu kez. "sen neden karşıma çıkıyorsun, 6 senedir bırakamadın peşimi, bıktım seninle uğraşmaktan." dedim. o gene tanımadı ama ben rahatladım.

dördüncü mağdure (terazi) : onunla iki yıl önce bir tiyatro topluluğunda tanıştık. adını sordum "bana mı dedin?" dedi. aynı ortak arkadaşa "bana bunu ayarlasana." demişiz haberimiz yok. velhasıl kelam başımız bağlandı. biraz ketumdur kendileri. ağırkanlılığından ve umursamaz tavırlarından şikayetçiyim. öyle canımlı cicimli şeyler ona gelmez. yolda elele yürümez. ama ben onun bu hallerini seviyorum erkek dediğin ağır olacak. ona göre kadın dediğin taktın mı kola yakışmalı, çarptın mı duvara yapışmalı. bir kere seni seviyorum dedi iki sene geçti üstünden hala ikincisini bekliyoruz. ben yanında ağlasam o ders notlarına bakar, sınava çalışır. sorduğum zaman "bizim bir problemimiz yok neden ağlıyorsun ki?" der. hayatındaki öncelikleri gazetesi, televizyonu ve terliği. her ne kadar sevgisini göstermese de gösterdim mi tam gösterir. milletin içinde kan kusar, kızılcık şerbeti içtim yapar, herkes bizi çok mutluyuz sanır, biz de mutluyuz zaten. bu saatten sonra atsan atılmaz satsan satılmaz, başımız bağlanmış bir kere. evleneceğiz, mutluyuz. nişanımız var bekleriz.

beşinci mağdure (akrep): bu herif beni genç kızlığımın en güzel zamanlarında kaçırdı. benim de gönlüm yok değildi. fakat olan oldu. kader ağlarını ördü. evliliğimizin ilk yıllarında bana vaat ettiği şeylerin hiçbirini bulamadım. "senin elini sıcak sudan soğuk suya koydurmam gerekirse aç kalır hizmetçi tutarım." lafları benim hizmetçi olacağıma delaletmiş. 37 senedir saçımı süpürge ettim gene de yaranamadım. o ise benim kıskanç, çığırtkan, deli, zırdeli, aladeli, geveze, zaman zaman çirkefleşen ve onun kadınlık portresine yakışmayan biri olduğumu hep dillendirdi. ben anlatırım, bağırırım, şikayet ederim, adam sanki ben yokmuşum gibi davranır. televizyonun karşısına geçer, gazetesini de alır, sanki evde insan yaşamıyormuş gibi gazını da çıkartarak yatar. bir gün durmadan iki saat boyunca aynı odada ona bağırmıştım, benim ses tellerim koptu, o dönüp bana bakmadı. buna rağmen seviyorum. galiba o da beni seviyor. 37 senedir benleyse iyi hizmet etmişim.

oss de sican kisiligin sinav sonrasi palavralari

-kızım nasıldı?
-kötüydü, ama insanlık hali boşver.
*

bakireliğiyle övünen kız

kendisini pahalıya satmaya çalışan kızdır. ayrıca derinden gelen "biri beni siksin." serzenişi vardır.

psikolog kadına yazmak

psikolog kadına yazma taktikleri:

- asla ona psikolog diye dertlerinizi anlatmayın, oldukça sıkıcı ve sinir bozucudur.
- zekanıza güvenmiyorsanız yazmayın, genellikle zeka savaşı yapmaya müsaittirler.
- sorunlarınızı anlatmayın hatta kendinizi fazla anlatmayın, bırakın o sizi çözmeye çalışsın.
- tipik erkek taktikleriyle, ıssız adam ayaklarıyla yaklaşmayın, farklı olun.
- bir de o sizi değil siz onu anlayın, hayranlık duysun.

zira psikoloji bölümünde zaten kişilik ve kişilik tipleri ile yeterince haşır neşir olunmakta. kantin muhabbetlerinin hepsi erkeklerin psikolojisi üzerinedir çünkü bu bölümün çoğu kızdır. erkeklerin zayıf noktaları diye kitap çıkarmaları mümkündür.

ali babahan

gölge oyunu

Duvarlar dinler mi konuşsam, bilemem.
Bu dünya düşmez mi gözümden, herşeye rağmen?
Pişmanlık oluk oluk akmaz mı damarlarımdan?
Şimdi ben sussam mı, ya ne desem?

Yoruldum yoruldum, dünya gücümden ağır.
Bağırdım çağırdım, dünya bildiğin sağır.
Düşündüm taşındım, ama bir çıkış bulamadım.
Yürüdüm durdum bu handa, bitmedi bu kahır.

Sonunda benliğimden/yalanlardan kurtuldum.
Öylece buldum sonsuz uyumu.
Ne mutlululuk var, ne mutsuzluk,
Gördüğüm herşey gölge oyunu.

Gözlerim gerçeği gizler,
Var sandığım yokmuş meğer.
Dedim, bir hayal için bu ne keder?
Aptallıkmış bunun adı.

Yoruldum yoruldum, dünya gücümden ağır.
Bağırdım çağırdım, dünya bildiğin sağır.
Düşündüm taşındım, ama bir çıkış bulamadım.
Yürüdüm durdum bu handa, bitmedi bu kahır.

Duvarlar dinler mi konuşsam?

Söz-Müzik: Ali Babahan (Ankara/Bolu)

ali babahan

eflatun sevdam

Bazen oluyor böyle, bazen gülüyor kader.
Ama ne kadar sürer bu rüya bilinmez.
Sen de benim gibi böyle umutsuz,
itiraf et bunu beklemiyordun.
(Ve yersiz aşklarla oyaladın kendini.)

Yalandan sevdalar örttüm yüreğime.
Kendi yaptığım putlara taptım.
Sonra hepsi de yıkıldı birdenbire,
Sen değildin hiçbiri, anladım.

Seni melekler gönderdi, biliyorum.
Onlar da acıdılar halime.
Hani hep düşlerdim o sevdayı,
Derin sularda senle kaybolmayı...
Hoşgeldin gülüm hayatıma,
Hoşgeldin kadınım/güneşim olmaya.
Seni alıp koynumda saklayacağım.
Hani masallar gerçek olmazdı?
Hani sevdalar hep yalandı?
Ben senle kaderi kıskandıracağım.

Hoşgeldin eflatun sevdam.

Söz-Müzik : Ali Babahan (istanbul)

ali babahan

suçlu sensin

Yine mi bir mağlubiyet, yine mi bir hayal kırıklığı?
Bıkmadın mı sevdayı aramaktan?
Kader yazmamış işte, hala neyi arıyorsun?
Olmazı oldurmak sana mı kaldı?

Elin kızı seni niye önemsesin?
Söyle bakalım beyim sen kimsin?
Sevmeye çıktıysan bunu göze alacaksın.
Herkesin acısı başından aşkın;
Sevmeye kimsenin mecali yok.
Sen nasıl oldu da bu belaya bulaştın?

Yaraların kanar, dokunurken tenine hatıralar.
Her acıda hayata, kadere söversin.
O kadın vardı ya, yüreğine basıp geçen ilk (son) göz ağrın,
O değil suçlusu herşeyin, sensin.

Söz-Müzik : Ali Babahan (Ankara)

ali babahan

gitme

Çok sevda yaşadım sanıyordum senden önce,
Ama hep kandırmışım kendimi.
Her defa bu sefer başka diye sevdim, bir ümitle,
Ama yok, kendimi bulamadım hiç birinde.

Kabul etmiştim, aşk yalan, aşk haram,
Dünyada yok aşktan mutlu olan.
Ne zaman ki seni gördüm, o an,
ilk defa aşka inandım.

Şimdi sen beni bırakıp gitme.
Ben sevdayı seninle tattım, gitme.
Kalbimi çıkarıp vereyim eline,
Bu can sensiz yaşamasa da olur.
Canımdan can alıyorsun, gitme.
Umudumu kırıyorsun, gitme.
Sen kendini kandırıyorsun böyle,
Gönlün benden uzak, mutlu mu olur?

Söz-Müzik : Ali Babahan (Bodrum/Ankara)

ali babahan

güle güle hüzün

Ben kendimi senden kurtarmaya and içtim,
Geçmişimi unutmaya karar verdim.
Biliyorum bu hiç de kolay olmayacak,
Anılar bırakmaz insanın yakasını, yine de...

Güle güle hüzün, ardına bakmadan git.
Bir daha uğrama bana, beni öldü bil.

Küllerimden var olmaya,
Ruhu kederden arındırmaya,
Bu hayatı doya doya yaşamaya geldim.

Güle güle hüzün, ardına bakmadan git.
Bir daha uğrama bana, beni öldü bil.

Söz-Müzik: Ali Babahan (istanbul)

ali babahan

alışamadım

Alışmadım çimenlerden gökyüzüne yağmur yağdırmaya,
Yemyeşil gözlerinde onu da tattım.
Sebebi olmak bir hüznün, aşkın zinciri dolanmış ah,
Canını acıtır güzellikler güzeli bir küçük kızın.

Gözlerinden gökyüzüne damlayan her yağmur damlasında,
Benim için akan her yaş ömrüme ekleniyor, yaşlanıyorum.

Bebeğim ağlama sen, yüreğim yanıyor bilsen,
Tutamam kendimi ben, bir melek hiç kolay bulunmuyor.
Sebebim sen oluyorsun, ruhum seninle büyüyor,
Her yanımı sarıyor bu aşk, bedenim kayboluyor.

Gözlerinden gökyüzüne damlayan her yağmur damlasında,
Benim için akan her yaş ömrüme ekleniyor, yaşlanıyorum.

Söz-Müzik : Ali Babahan (Bodrum)

ali babahan

izzet baysal'da sosyoloji bölümünde öğretim görevlisidir. ayrıca mükemmel şarkılara sahiptir. sesi biraz yalın'a benzer ama şarkı sözleri müthiştir.

http://www.alibabahan.com

"Elin kızı seni niye önemsesin?
Söyle bakalım beyim sen kimsin?"

türkçe şarkılarda geçen mükemmel sözler

bin bıçak var sırtımda, biniyle de adaşsın, her biri hayran sana.

çocukken hayvanlara yapılan işkenceler

sineği kavanoza sokup saatlerce döndürdükten sonra dışarı çıkartmak. onun sarhoş sarhoş sendelemesini izlemek.

kova burcu

zeka ve bunun fazlası ile farkındalık. kendinden zeki olan birine tahammülsüzlük, parlak bakışlar.

küfretmeden konuşan atatürkçü olur mu

(bkz: atatürkçü olmayan küfürbaz olur mu)

kızlardaki açayım ama bakılmasın isteği

#6010564 bu tanımı yazarken gerçekten erkeklerin bu davranış hakkındaki mantalitelerini bilmiyordum ve şimdi dumur olmuş vaziyetteyim.

ileriden çıplak kadın gelmiyor, ileriden bir orospu gelmiyor, ileriden sadece göğüsleri belli olan bir kız geliyor. genellikle öküzün trene baktığı gibi baktığınız göğüsler yakın arkadaşlarınız en azından sizinle muhabbeti olan bir kadın geliyor. madem bu kadar açmış "saati ne kadar?" diye sor o zaman?

hayvanlığa kılıf bulmayın rica ediyorum, yaz vakti askılı bir body giymekten, dar bir şeyler giymekten doğal bir şey olamaz. eğer karşınızdaki çıplaksa evet bakın, hatta ben de bakarım ama lütfen çükünüzün olduk olmadık zamanlarda kalkmasına hayal meyal gözüken çatalı suçlu bulmayın.

komik oluyorsunuz.